Yazı çok etkiledi beni benlik bişeyler var yazanlarda sanki nede olsa bende bir muhacir kızıyım..
Ben bir MUHACİR kızıyım, ah bahtım...Pılı pırtıyı en iyi ben toplarım. Hiç bir şey olmamış gibi güleç durmalı yüzüm.
Rengim kimseye uymuyor ve çoğu kez hercai bilirler bu yuzden beni, biliyorum. Uygunsuzum. Halbuki ev tasınırken hep en sona kalan ve çoğu kez de perdeleri sökülmüş bir pencerenin icinde unutulan küpe çiçeği kadar yalnız ve vazgeçilmeye hazırım...
Ya da yüzündeki çizgiler, bir nineninkinden daha kahırlı tahta yolculuk bavulları...Veya derhal sarılacak göçünü arayan deste deste urganlar...Kardeşim kadar benzerler bana...Bavullar ve urganlar...Kolları hep sıvanmış ve cok gayretli bir çalışkanlık gibiyim. Gür bir nara yetişsin simdi beni örtmeye. Üzüldüğümü kimse fark etmesin, ne arkadaşım, ne ziyaretçiler, ne hemşireler...Bir nara...Yetişsin. Hatta bilincsizce. Hic fark etmez.
Bırak Dağınık Kalsın...
....Tamamladığı anda ozanlardan sıyrılan bütün şiir ve şarkılar gibi, benden ayrı düşmeni istemediğimdendir belki bu yarım kalmışlık hissi -aşk, kurtuluş anındaki ilk ve kısa neşenin adı olduğu sürece, işte ben seni böylece, bir türlü ve asla tamamlayamacağım için, hep o ilk anda takılı kaldım, seni bitiremedim, duvarlara da asamadım, bu yüzden dağınığım biraz, toparlayamıyorum, kusuruma bakma- henüz bir şiir yazamadım, henüz tek bir tüyüm bile kopuk değil.
Belki sonraki günlerin birinde, mesela biterse bu hikayenin sonunda, şayet benden kopacak olursa o tek tüy tanesi, dikkatle bakıldığında bana benzetilebilecek olsa bile, kopan tüylerin, biten hikayelerin ve tamamlanmamış tüm naturmortların arasına sinip saklanacağım, beni bulmanızı biraz daha zorlaştırmak ve sırrımı daha geç ele vermiş olmak için...
Kimse benden itiraf etmemi beklemesin, kimse çizdiğin resmi bitir hadi, süren doldu diye zorlamasın...
BALIK VE TANGO
Rengim kimseye uymuyor ve çoğu kez hercai bilirler bu yuzden beni, biliyorum. Uygunsuzum. Halbuki ev tasınırken hep en sona kalan ve çoğu kez de perdeleri sökülmüş bir pencerenin icinde unutulan küpe çiçeği kadar yalnız ve vazgeçilmeye hazırım...
Ya da yüzündeki çizgiler, bir nineninkinden daha kahırlı tahta yolculuk bavulları...Veya derhal sarılacak göçünü arayan deste deste urganlar...Kardeşim kadar benzerler bana...Bavullar ve urganlar...Kolları hep sıvanmış ve cok gayretli bir çalışkanlık gibiyim. Gür bir nara yetişsin simdi beni örtmeye. Üzüldüğümü kimse fark etmesin, ne arkadaşım, ne ziyaretçiler, ne hemşireler...Bir nara...Yetişsin. Hatta bilincsizce. Hic fark etmez.
Bırak Dağınık Kalsın...
....Tamamladığı anda ozanlardan sıyrılan bütün şiir ve şarkılar gibi, benden ayrı düşmeni istemediğimdendir belki bu yarım kalmışlık hissi -aşk, kurtuluş anındaki ilk ve kısa neşenin adı olduğu sürece, işte ben seni böylece, bir türlü ve asla tamamlayamacağım için, hep o ilk anda takılı kaldım, seni bitiremedim, duvarlara da asamadım, bu yüzden dağınığım biraz, toparlayamıyorum, kusuruma bakma- henüz bir şiir yazamadım, henüz tek bir tüyüm bile kopuk değil.
Belki sonraki günlerin birinde, mesela biterse bu hikayenin sonunda, şayet benden kopacak olursa o tek tüy tanesi, dikkatle bakıldığında bana benzetilebilecek olsa bile, kopan tüylerin, biten hikayelerin ve tamamlanmamış tüm naturmortların arasına sinip saklanacağım, beni bulmanızı biraz daha zorlaştırmak ve sırrımı daha geç ele vermiş olmak için...
Kimse benden itiraf etmemi beklemesin, kimse çizdiğin resmi bitir hadi, süren doldu diye zorlamasın...
BALIK VE TANGO
2 yorum:
gel biz o muhacira mübadil diyelim. çünkü mübadiller, ata topraklarında bırakmaya mecbur kaldıkları ev, bark, bahçe, dükkan ve arazilerine karşılık türkiye’den kaçan rumlar’dan kalan arazilerin bir bölümünü almışlardır. dolayısıyla bilinçli hiçbir mübadil, “muhacir” sıfatını kabul etmez...
Bu ayrımı pek dikkate almıyor demek ki bizimkiler büyüklerdende pek duymadım babaannem 95 yaş civarında ama her zaman macır,muhacir dedi
her neyse bilinçli veya bilinçsiz macırız,mühaciriz,göçmeniz işte hepimiz aynı anadan doğmuş gibi benzeriz teşekkürler bilgi için :)
Yorum Gönder